Artvin İl ve İlçeleri Web Tanıtım Sitesi
  Artvin Tarihi
 

Artvin

 

Artvin
İlin konumu
Artvin ili konumu
Bilgiler
Coğrafi Bölge: Karadeniz
Yüzölçümü: 7.436 (km²)
Nüfus 191.934 TUIK 2006 (est)
Plaka kodu: 08
Telefon kodu: 0466
 
İnternet Sitesi http://www.{{{name}}}.gov.tr
 

Artvin ilinin merkezi olan şehirdir.

Artvin, Doğu Karadeniz Bölümü'nde bir ildir. Türkiye'nin Gürcistan'la olan sınırında yer alan kuzeydoğu köşesidir. Erzurum, Ardahan ve Rize illeriyle komşudur.

Merkez nüfusu yaklaşık 23.600 dür. Plaka numarası 08 ve telefon kodu 466'dır. Milli parklarıyla meşhurdur. Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl-Sahara Milli Parkı içerisinde bulunan Şavşat Karagöl ve Borçka Karagöl görülmeye değerdir. Efeler-Gorgit Tabiatı Koruma Alanı esas olmak üzere Camili yöresi UNESCO tarafından biyosfer rezerv alanı olarak belirlenen Türkiye'deki tek bölgedir ve bir dünya mirası olarak görülmektedir. Her yıl ağustos ayında yapılan Kafkasör Festivali ise 3 gün sürer.

 

 

İlçeleri

Artvin'in ilçeleri
Artvin'in ilçeleri
  • Ardanuç
  • Arhavi
  • Borçka
  • Hopa
  • Murgul
  • Şavşat
  • Yusufeli

== Tarihi ==http://gulcincinilgun.blogcu.com/ siteme girin Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz bölümünde, Çoruh vadisinin sol yamacında meyilli bir arazide kurulmuş olan Artvin, kuruluşu pek eski dönemlere inmeyen bir Ortaçağ şehridir. Bununla birlikte, şehrin çevresinde yapılan kazılarda bölgede milâttan önce 2000 yıllarına ait bazı yerleşmeler bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bölgenin önce Hurrilerin, milâttan önce IX. yüzyıldan itibaren de Urartu Devleti'nin hâkimiyetine girdiği söylenmekte ise de, bu bilgileri kuşkuyla karşılamak gerekir. Çünkü son yıllarda Artvin ve çevresinde yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalarda ne Hurriler'e, ne de Urartular'a ait bir kale ya da yazıt bulunmamıştır.

Artvin tarihi hakkında bildiklerimiz Eskiçağ'dan itibaren bölgeyi gezmiş olan coğrafyacılar ile tarihçilerin yazmış oldukları eserlere dayanmaktadır. M.Ö. 431-351 yılları arasında yaşamış olan Yunanlı tarihçi ve coğrafyacı Ksenophon, Klasik çağda Kolkhis adıyla bilinen Artvin ve çevresinde milâttan önce IV. yüzyılda Kolkhlar, Makaronlar ve Taokhlar gibi birtakım kavimlerin yaşadığını bildirmektedir. Milâtan önce I. yüzyılda yaşayan coğrafyacı Strabon ise bu bölgenin Mithridates Eupator tarafından ele geçirilip Pontus Krallığı'na bağlandığını yazmaktadır. Bu bölge daha sonra Romalı komutan Pompeius tarafından ele geçirilmiş ve mahallî kralların hâkimiyetine bırakılmıştır.

V. yüzyıl başlarından itibaren Bizans egemenliği altına giren Artvin ve çevresi bir ara İran'da büyük bir devlet kurmuş olan Sasaniler'in eline geçtiyse de sonra tekrar Bizans sınırları içerisine alındı. Bölge, Halife Osman döneminde 646 yılında İslâm topraklarına katıldı. Ancak daha sonraları birkaç defa Bizans ve İslâm orduları arasında el değiştirdi. Bu sırada Bizanslılar, şehri müslüman ordularının akınlarından korumak için 939 yılında bugün de ayakta duran Livane Kalesi'ni yaptılar. Ancak bu bölge, XI. yüzyılda Selçuklu Türkleri'nin Anadolu'ya yönelmesi ile 1068 yılından itibaren Selçuklu hâkimiyetine girdi. Büyük Selçuklu sultanı Alp Arslan, 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Kızılırmak'a kadar uzanan bölgeyi emrindeki kumandanlara dağıttı. Bu dağıtım sırasında Çoruh bölgesi Erzurum ve çevresine hâkim olan Emir Ebulkasım'a düşmüştü. Böylece bu bölge bir süre Saltukoğulları'nın idaresinde kaldı. Daha sonra kısa bir süre Gürcülerin eline geçen bu bölge Sultan Melikşah devrinde tekrar Selçuklu sınırları içerisine alındı. Selçuklu döneminde Artvin ve çevresi Azerbaycan Atabegleri idaresinde bir uç beyliği şeklinde yönetiliyordu. Artvin ve çevresi XIII. yüzyıl başlarında Anadolu Selçuklu Devleti hâkimiyetine girdi. Konya Selçuklu sultanı I. Alaaddin Keykubad (1220-1237) Artvin, Şavşat ve Yusufeli'ni sınırları içerisine kattı. Bu yüzyılın ortalarında Anadolu'yu işgal eden Moğol İlhanlı orduları Çoruh vadisini de istilâ etmişlerdi. Bölge XIV ve XV. yüzyılda Akkoyunlu Devleti'nin hâkimiyeti altına girdi. Ancak bu dönemde de mahallî idareciler olan Atabegler Artvin ve çevresinin yönetimini ellerinde tuttular.

Artvin ve çevresi, Osmanlı hükümdarı II. Bayezid (1481-1512) devrinden itibaren Osmanlı hâkimiyeti altına alınmaya başlandı. Bu dönemde Trabzon valisi olan Şehzâde Selim (Yavuz Sultan Selim) Gürcistan üzerine seferler düzenleyince, Artvin ve Çoruh havzasındaki kalelerin hakimi olan Atabeg Mirzâ Çabuk (1502-1516) ülkesinin tahribe uğramaması için Şehzâde Selim’e bağlılığını bildirdi. Bu dönemden sonra Artvin ve çevresi 1536 yılına kadar Osmanlı Devleti himayesinde yarı müstakil bir şekilde kaldı. Bölgede ilk Osmanlı hâkimiyeti ise Kanuni Sultan Süleyman devrinde sağlandı. Bu dönemde Erzurum Beylerbeyi olan Dulkadırlı Mehmed Han 1536-1537 harekâtı sırasında Çoruh vadisinde bulunan diğer kalelerle birlikte Artvin'i de ele geçirdi. Bu sırada Artvin ile Yusufeli'ni içine alan Livane Sancağı kurularak Erzurum Beylerbeyiliği'ne bağlandı. Bir süre sonra elden çıktığı anlaşılan bölge, yine Kanuni devrinde, 1549 yılında ikinci vezir Ahmed Paşa tarafından tekrar ele geçirildi. Ahmed Paşa'nın bu harekâtı sırasında bölgedeki 35 kale Osmanlı hâkimiyeti altına alınmıştı. Bölgedeki Osmanlı hâkimiyeti bir süre sonra yapılan Osmanlı-İran mücâdelesi sırasında daha da sağlamlaştırıldı. Erzurum Eyaleti'ne bağlı Livane Sancağı'nın merkezi olan Artvin, 1579'da Çıldır Eyaleti'nin kurulması ile bu eyalete bağlandı. Bu sırada Hopa ve Borçka Trabzon'a, Artvin, Ardanuç, Yusufeli ve Şavşat ise Çıldır Eyaleti'ne bağlı idi.

Artvin ve çevresi bu tarihten sonra , XIX. yüzyılın başlarına kadar sürekli olarak Türkler'in elinde kaldı. Ancak bu yüzyılda iki defa Rus işgaline uğradı. 1828 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Edirne Antlaşması ile Çıldır Eyaleti'nin merkezi Ahıska Ruslar'a terkedilince Artvin, Livane Kazası'nın merkezi oldu ve Trabzon Eyaleti'nin Batum Sancağı'na bağlandı. Bu durum Doksanüç Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar sürdü. Bu savaşı kaybeden Osmanlı Devleti, 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos Antlaşması'na göre Batum, Kars, Ardahan, Eleşkirt ve Beyazıt'ı Rusya'ya savaş tazminatı olarak bırakmak zorunda kaldı. Böylece, Batum Sancağı'na bağlı bir kaza olan Artvin ve çevresi de bu antlaşma ile Rusya'ya verilmiş oldu. Birinci Dünya Savaşı'na kadar süren bu işgal sırasında yerli halk zaman zaman Ruslar'a karşı direnmekteydi. Nitekim 1914 Kasımında Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey idaresindeki Melo Sınır Taburu şehir ve çevresindeki Rus birlikleri bozguna uğratınca Ruslar Artvin'i terk etmek zorunda kaldılar. Ancak bu ilk kurtuluş çok kısa sürdü. Ruslar dört ay sonra, 3 Mart 1915'te bölgeyi yeniden kontrol altına aldılar. Aynı yıl, Türk kuvvetlerinin Sarıkamış'ta aldığı yenilgi üzerine Rus birlikleri Ardahan, Şavşat, Ardanuç, Artvin ve Borçka'yı işgal ettiler.

Rusya, Çarlık yönetiminin yıkılması üzerine Birinci Dünya Savaşı'ndan çekilince yeni Sovyet hükümeti ile 18 Aralık 1917'de Erzincan Ateşkes Antlaşması imzalandı. Buna göre Ruslar Artvin'i boşalttılar. Daha sonra savaşın sona ermesiyle imzalanan 3 Mart 1918 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması da Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki sınırın 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesindeki şekline getirilmesini kabul ettiğinden, Osmanlı birlikleri 1918 Martında tekrar Artvin'e girdiler. Ancak Artvin, bu defa da Türklerin elinde uzun süre kalamadı. Çünkü Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda yenik sayılmış ve 30 Ekim 1918'de Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda imzalanan Mondros Mütarekesi'ne göre Osmanlı ordusunun 1914 yılından önceki sınırların gerisine çekilmesi kararlaştırılmıştı. Bu sebeple Artvin tekrar boşaltıldı. İngilizler antlaşma gereğince 17 Aralık 1918'de Artvin, Şavşat ve Hopa'yı işgal ettiler. Artvin ve çevresinde beş ay kadar kalan İngilizler buradan çekilirken şehri Gürcistan'a bıraktılar. Artvin yöresindeki bu Gürcü işgali ise 1921 başlarına kadar sürdü.

Artvin ve çevresinin kesin kurtuluşu Kâzım Karabekir Paşa idaresindeki 15. Kolordu'nun 30 Ekim 1920'de Kars'ı kurtarmasından sonra gerçekleşti. Bu zaferden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Gürcistan'a bir ultimatom vererek Ardahan, Artvin ve Batum'un teslimini istedi. Gürcistan yeni Türk hükümetinin bu isteğini kabul ederek kuvvetlerini 23 Şubat 1921 sabahından itibaren Ardahan, Artvin ve Batum'dan çekmeye başladı. Bu tarihten birkaç gün sonra Türk kuvvetleri Ardahan'dan başlamak üzere adı geçen şehirlere girmeye başladılar. 27 Şubat 1921'de Ardahan ve Şavşat düşman işgalinden kurtuldu. Artvin'in kurtuluşu ise 7 Mart 1921'de gerçekleşti. Böylece 1878-1921 yılları arasında 43 yıl süreyle Rus işgali altında kalan Artvin ve çevresi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk askerî ve diplomatik başarısı sonucunda kesin olarak Türkiye topraklarına katılmış oldu.

Artvin ve çevresi 1921 yılında Rus işgalinden kurtulup anavatana kavuşunca önce Ardahan Sancağı'na bağlandı. Ancak aynı yıl içerisinde, 7 Temmuz 1921 tarih ve 133 numaralı kanunla Artvin Sancağı kurulunca, Artvin bu yeni sancağın merkezi oldu. 1924 yılında sancaklar vilâyet haline dönüştürülünce Artvin de vilâyet oldu. Ancak Artvin vilâyeti 1 Haziran 1933'te lağvedildi ve burası bir kaza merkezi olarak merkezi Rize olan Çoruh vilâyetine bağlandı. Bu durum 3 yıl kadar sürdü. Artvin 4 Ocak 1936 tarihinde yeni kurulan Çoruh vilâyetinin merkezi oldu. 1956 yılında ise Çoruh adı kaldırıldı ve ilin adı Artvin haline getirildi.

Kaynakça: Fahammettin Başar, Artvin Tarihi (Şavşat.com).

 

İklimi

Artvin'in iklimi, yeryüzü şekillerinin özellikleri nedeniyle bölgelere göre çeşitlilik göstermektedir. Kıyı kesimlerinde ılık ve yağışlı bir iklim tipi egemendir. Buna karşılık, İl'in iç bölgelerine doğru, yüksek kesimlerde kışlar sürekli ve bol karlı, yazlar serin geçer. Çoruh Vadisi'nin derin tabanında kıyıya oranla daha az yağışlı, kışları fazla sert olmayan bir iklim tipi vardır.

 

Dış Bağlantılar

  • Artvin Ansiklopedisi
  • Artvinliyiz.Com
  • Artvin Hakkında Bilgi
  • Artvin,İlçeleri ve Köyleri Genel Bilgi

 

Artvin Haritası Artvin merkez belde ve köyleri Türk Bayrağı

İl: Artvin • İlçe Merkezi: Artvin
Beldeler:
Köyler:
Ağıllar • Ahlat • Alabalık • Aşağımaden • Bağcılar • Bakırköy • Ballıüzüm • Beşağıl • Çimenli • Derinköy • Dikmenli • Dokuzoğul • Erenler • Fıstıklı • Hamamlı • Hızarlı • Kalburlu • Köseler • Okumuşlar • Ormanlı • Ortaköy • Oruçlu • Pırnallı • Sakalar • Salkımlı • Sarıbudak • Seyitler • Sümbüllü • Şehitlik • Taşlıca • Tütüncüler • Varlık • Vezirköy • Yanıklı • Yukarımaden • Zeytinlik

Artvin İlçeleri: Merkez ilçe • Ardanuç • Arhavi • Borçka • Hopa • Murgul • Şavşat • Yusufeli

Kentleri: Ardanuç, Arhavi, Boçka, Hopa, Murgul, Yusufeli, Şavşat

Artvin topraklarında, günümüze ulaşan ilk kalıntılar, manastır ve kaleler olup, ekseriyetiBagratlı Krallığı döneminde, V ile XI. yüzyıllar arasında yapılmışlardır. XVI. yüzyıl ortalarından itibaren Osmanlı egemenliği döneminde ise camiler başta olmak üzere türbe, hamam, çeşme, köprü, ev ve konakların varlığına rastlanmaktadır. Hristiyan ve Türk - İslam kültürlerinin birer ürünü olan bu yapıların toplamı 200 adet civarındadır.

İl topraklarının büyük bir bölümünü kapsayan Doğu Karadeniz Dağları ilin doğusundan uzanmaktadır. Çoruh vadisinin kuzey ve kuzeybatısındaki dağlar deniz kıyısına paralel olarak uzanmaktadırlar.

Batıdaki Rize dağlarının uzantısında bulunan Kükürt tepesi 3348 m. ilin kuzeyinde yer alan Kardal dağı 3.000 m. doğuda ise 3050 m. yükseklikteki Yalnızçam dağları yer almaktadır. Kaçkar dağının tepesi 3937 m. ile il topraklarının en yüksek doruğu durumundadır. En yüksek kesiminden kuzeye doğru dil biçiminde uzanan üç kısa vadi buzulu vardır. Rize, Erzurum ve Artvin illeri sınırlarının kesiştiği yerde bulunan bu dağ son yıllarda organize tırmanma çalışmalarına sahne olmaktadır. Bu dağa Türkiye Dağcılık Federasyonu tarafından yılda birkaç kez tırmanışlar düzenlenmekte, bu tırmanışlar Rize Ayder yaylası üzerinden olmaktadır.

Artvin, ili ikiye bölen Çoruh nehri, dik yamaçlı uzun vadileri, 3900 metreye kadar yükselen birbiri ardına sıralanmış yüksek dağları, balta girmemiş doğal ormanları, yüksek dağların doruklarında Krater gölleri, Karagülleri, yeşil yaylaları, fauna ve flora zenginliği, tarihi kilise, kale ve kemer köprüleri, geleneksel mimarisi ve festivalleri ile çeşitli turizm değerlerini içinde barındıran otantik bir turizm beldesidir.

Artvin ilinin en önemli akarsuyu Çoruh nehri, Erzurum'un kuzeyindeki Mescit dağından doğmakta, Bayburt'a kadar batı yönünde akmakta, daha sonraları kuzeye yönelmektedir. Çeşitli kaynaklardan beslenen Çoruh nehrinin en önemli kolları Tortum ve Oltu dereleridir. Artvin ili sukavuşumu mevkiinde birleşerek dağlar arasına gömüşmüş dik vadiler arasından geçerek akan Çoruh, Artvin ili zeytinlik mevkii kuzeyinde Merhevi suyu ile birleşerek kuzeybatı yönünden döner, Artvin yakınlarından geçer, Borçka'da Murgul suyunu da alarak Muratlının kuzeyinden Gürcistan topraklarına girer ve Batum Limanının güneyinde Karadeniz'e dökülür. Türkiye'deki uzunluğu 335 km.dir.

Artvin ilinde irili ufaklı pek çok göl vardır. Bunların çoğu buzul vadilerinin diplerinde oluşmuştur. Genellikle "Karagöl" adıyla anılmaktadır. Önleri moron yığınıyla dolu olan bu göller derindir. Özellikle Borçka, Şavşat ve Ardanuç ilçelerindeki Karagöller ile Alacagölde alabalık üretilmektedir. Bunlardan Şavşat ilçesine 20 km. mesafede bulunan ve yöre halkınca Meşeli Karagölü diye adlandırılan Karagöl'ün etrafı ormanlarla çevrilidir. Orman Bakanlığının burada tesisleri olup özel sektörce işletilmektedir.

Takriben 30.000 m² lik alanı kaplar, ortası çok derindir, alabalığı boldur. Diğeri ise Borçka Karagöl diye bilinen Karagöl olup, Borçka ilçesinin Aralık köyü sınırları içerisindedir ve çevresi ormanlıktır. Takriben 50.000 m² alanı vardır. Orman Bakanlığı'nın burada tesisleri bulunmaktadır.

İl arazisi engebeli olduğundan yaylalarda birbirinden uzak konumlanmıştır. Bilbilan, Meşeli, Yavuzköy, Büyükova, Toroshov, Meydancık, Salıkvan, Balcı, Sahara yaylaları ilin en önemli yaylalarıdır. Yayla ve yaylacılık, hayvancılığın yaygın olduğu Artvin'de ve Artvin ilinin yaşantısında önemli bir yer tutar.

Artvin ilinin tüm arazisinin % 95'i ormanla kaplıdır. Orman bakımından Türkiye ormancılığında geniş ve zengin orman sahasına sahiptir. Orman ve ağaç türleri bakımından, Türkiye'nin en zengin yerlerinden biridir. Ormanlar 30-40 km. eninde, kıyı şeridinde ve parçalı kümeler halinde iç kesimlerde yer almaktadır. Artvin ilinin tüm arazisinin % 3,78 sini tarım toprakları tutmaktadır.

Artvin'de ova niteliği taşıyan düzlükler yok gibidir. Buna karşın özellikle kıyı kesimlerde Alüvyal düzlükler yada kıyı teraslarına rastlanmaktadır. Akar suların geçtikleri yerlerde derin ve dar vadiler oluşmuştur.

Artvin arazi itibari ile çok engebelidir. Genellikle sarp kayalıkların ve derin vadilerin şekillendiği bu ilin insanları çetin bir mücadeleye girmek zorunda kalmışlardır. Tarıma elverişli arazinin az oluşu teraslar halinde hazırlanan toprakta sebze ve meyve yetiştirilmektedir. İlde toplum hayatı bölgelere göre farklı özellikler taşımaktadır. Sahil ilçelerinin halkı fındık ve çay tarımına önem vermektedir. Sanayi kuruluşları; Karadeniz Bakır İşletmesi, Artvin Lif levha Fabrikası, Borçka Kereste Fabrikaları ile Muratlı, Kemalpaşa, Hopa ve Arhavi Çay Fabrikaları ve muhtelif özel sektör çay fabrikalarıdır.

Artvin, kültür kaynakları yönünden zengin bir bölgedir. Tarih boyunca Anadolu'ya geçiş yollarından birinin üzerinde bulunuşu bu zenginliğinin nedenini teşkil etmektedir. Gerek tarihi eserler yönünden gerekse folklor yönünden önemli bir yeri vardır. Artvin, kendine has doğal yapısı ve Oğuzlardan bu yana gelen geleneksel kültür öğeleri ile karakteristik bir yapı göstermektedir.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol